görünüşe göre, zahiren, meğer, herhalde, görülüyor ki, anlaşılıyor ki, galiba.
I wasn't there, but apparently she tried to drown him: Ben orada değildim, fakat görünüşe göre onu boğmaya yeltenmiş.
“Did he succeed?” “ apparently not” “Başarmış mı?” “Galiba başaramamış.”
apparently she never got my letter after all: Meğer mektubumu hiç almamış.